CİDDİ CİDDİ..




Galiba Osho’ nun bir kitabında, şöyle bir cümle okumuştum..

Bir insanın başına gelebilecek en büyük felaket, çok fazla ciddi ve çok fazla gerçekçi birisine dönüşmesidir.

Dozunda ciddiyet ve gerçekçilik, özellikle iş hayatında, bence gayet olumlu özellikler.. Çevresine gayet faydalı olabilir, çok yormaz.. Gerçekten de birlikte çalışılası bir profil bence..

Ama işin dozu kaçtı mı, özellikle insanın kendisi için, gerçekten de fena..

Neden biliyor musunuz? Çünkü hayatın kendisi, çok ciddiye alınarak yaşanması gereken bir macera.. Ve kendi ciddiyetin ve aşırı gerçekçiliğin, ket vuruyor yaşamanın ciddiyetine..Yaşamın esas ciddiyetlerini perdeliyor..

Örneğin, gülebilmenin yaşam için ne kadar ciddi bir şey olduğunun farkında olamayacak kadar ciddi olmak..  Arabanı park ederken, en iyi park yeri kapıldı diye büyük bir ciddiyetle düşünürken, orada oynayan çocukların oyununu, eğlencesini görüp hissedememek..

Ya da büyük bir ciddiyetle işini yapan bir garsona, telefonunla ciddi işler yaptığın için, bir teşekkür bile edememek..

Ofisine girerken, büyük bir ciddiyetle toplantıda görüşülecek konuları düşünürken, gün içinde sana defalarca çay kahve getiren genç bir insana, selam bile vermeden geçmek.. 

Bir kitapta yazan cümleye, vay be diyecek kadar vaktin olmaması, bir mizah dergisini eline almayalı, bir karikatüre kahkahalarla gülmeyeli seneler geçmiş olması..

Toprağa, daldaki bir çiçeğe uzun zamandır dokunmamış olmak.. Hayatında, hiç ağaç dikmemiş olmak, o ağacı büyütüp budama hazzına varamamış olmak.. 

Hiç operaya gitmemiş olmak.. Tiyatronun, sinemanın yolunu bile unutmuş olmak..

Daha neler neler..

Hayat, ciddiye alınmak istiyor.. renklenmek istiyor.. Doğa, Sanat, mizah, sohbet, iletişim istiyor.. Renkli anlar, güzel anılar kaydetmek istiyor..

Ve asıl ayrım galiba,

Hayatın kendisini ciddiye almak ile kendini ciddiye almak arasında..

Ve bence hayat, kendi ciddiyetini yaşamak istiyor..

“Kendi küçük ciddiyetlerinde kaybolup, sığlaşma, renksizleşme... Bazen ipin ucunu bırak, gerçekçi olmak da bir yere kadar” diyor..

Geriye dönüp baktığımızda, bize verilen hayatın hakkını vererek yaşadığımızı hissetmemiz için, belki de onu dinlememiz lazım..

Zira, kendisi kaç ömür görmüş geçirmiş, bence hepimizden daha iyi biliyordur..😀😀

Sağlıcakla..



Etiketler: , , ,