MUTLU ÇOCUKLAR İÇİN..



Time dergisinin eski bir sayısında okuduğum bir makalede şu satırlar çok etkileyici gelmişti.. Doğa, toplamı sıfır olan bir oyundur. Aileniz için avladığınız her bufalo, birilerinin bir tane eksik yemesi demektir. İşgal ettiğiniz her toprak, birilerinin daha az toprakla yetinmesini gerektirir.

Gerçekten de hayatımızda büyük bir rekabet ortamı var.. Resmen bir yarış pistinde geçiyor hayatlar..Toplam sıfır yani birimizin başarısı, bir diğerimizin başarısızlığı..Pastadan daha büyük pay alabilmek için herşey..

Böyle bir ortamda, başarılı ve hırslı bireyler olmak gerçekten de güzel ve önemli..

Ama, mutlu, kendine inanan, kendisiyle ve hayatla barışık, tuttuğunu koparan, azimli, dirayetli, erdemli insan olmak en büyük başarı değil mi hayatta.. Bundan şüphesi olan var mı?

Peki biz neden bu kadar başarı odaklı ve hırsla yetiştiriyoruz çocuklarımızı?

Daha anasınıfı yaşından itibaren başlıyoruz çocuklarımıza, kendi hırslarımızı, beklentilerimizi yüklemeye; sınavlar, kurslar, özel dersler..

Bilmiyor muyuz; güzel, mutlu, dolu dolu bir çocukluk geçirmiş olmak, tüm hayat boyu bizim için inanılmaz bir güç kaynağı, en derinimizde. Yetişkin olduğumuzda baş edemediklerimizin çoğunun kaynağı çocukluğumuzda..

Oysa, bütün çocukluğu hırsla, sınavlarla geçmiş, gündeminde, ailesiyle geçirdiği zamanlarda, sohbetlerinde hep notların, sınavların gölgesi olan bir çocuk nasıl mutlu olabilir ki!

Koca insanlar gibi zannediyoruz onları ama değiller ki. 

Ne çok farkları, daha doğrusu artıları var;

Çocuklar an’ı yaşıyor.. Üstelik carpediem lerden kişisel gelişim kitaplarından haberleri bile yokken!!

Oyun oynuyorlar... Çok çok önemli onlar için oyun, ders çalışmıyor da oyun oynuyorsa çocuğunuz, belki de doğrusunu o yapıyordur.

Hayal kuruyorlar bol bol.. Bir sınavdan yüksek not almaktan çooook daha büyük hayalleri var.. Sizin de var mı hayalleriniz hala?

Her zaman meşguller.. birşeylerle sürekli uğraşır, kafa yorar, inceler, düşünürler.. Aslında boş işlerle uğraşmıyorlardır ders çalışmadıkları zamanda..  O kadar gelişiyorlardır ki.. Bizim anlamamız mümkün değil inanın.. 

Çocuklar, kendilerini gerçekten doğanın bir parçası olarak görürler, doğadaki her şeyi severler, belki de ondan bu kadar doğallar.

O kadar mutlular ki, sebepsizce, içten gelerek..

Çocukların dünyasında işlerin farklı yürüdüğünü anlayabilsek ne güzel olur.. Onların boyuna inerek yürüyünce bile, bakın nasıl farklı görünüyor herşey..

Elbette, geleceğe hazırlamak için elimizden geleni yapmamız çok önemli..ama çocukluklarına, doğalarına saygımız olsun.. Başarı hikayelerinde bizim beklentilerimiz, hırslarımız, aceleciliğimiz olmasın. Yavaş yavaş büyüsünler.. Bir adım geri çekilerek de yol gösterebiliriz, anlatırız, öğretiriz.. Ama hiçbir başarı, onların çocukluklarından çalacağımız anlara değmez. Kendi gönüllerince yaşasınlar çocukluklarını, inanın onlara, güvenin..

Sağlıcakla..

Etiketler: