AH BENİM PAŞA GÖNLÜM..



İlk yurt dışına çıktığım zamanlarda, şantiyede dil öğrenmeye pek meraklı Filipinli bir mühendis ile tanışmıştım. Bilen bilir, şantiyecilikte saha sohbetleri, çayları olmadan gün geçmez, işler yürümez. 

Sohbet esnasında bize, o güne kadar adını çoğumuzun duymadığı bir dilin kursuna gitmek istediğinden bahsetmişti yarım yamalak Türkçesiyle. Herkes güldü ya da gülümsedi diyelim. Yine bilen bilir, kalfalar pek susmaz şantiyelerde; bizim kalfa da “abi kime ne faydası var” deyiverdi. Aslında hepimizin aklının bir tarafından geçen bu cümleye bizim Filipinli ”paşa gönül var” diye cevap verdi. Paşa gönlüme faydası var diyordu resmen🙂 Biz biraz tutuk suratına bakınca Türkçe’yi yanlış kullandığından dolayı anlaşılamadığını düşündü. Güldük toparladık, susmaz kalfa yine “good good iyi” diyerek noktayı koydu geçtiii.

Türkçe gramerde değildi ki sorun, bizdeki mantaliteye yabancıydı cümlesi. Bakış açımıza..😁😁

Yıllar geçti, hala da aklımdadır. Hani bazı anlar vardır ya basit ama etkili, sizi silkeler, doğaldır, zorlamasızdır. Öyle bir an’dı.

Galiba biz biraz paşa gönlüne hizmette kusuru olan insanlarız, özellikle de biz kadınlar. Yok öyle “valla benim sigaram da paşa gönlüme içkim de” demeyin. Gönlünüze kalbinize ciğerinize bedeninize zarar veren bir şey sizin gönlünüzü pek paşa olarak görmüyordur bence. O sığınaktan çıkalım☺️

Kendimiz için bir şey yapmak çok da istemeyiz. Sırf kendimiz istiyoruz diye akşam çay koymaya üşeniriz de, eşimize dostumuza bir sürü ağırlama yapmaya üşenmeyiz. Ertesi gün giymek istediğimiz kıyafet için ütüyü çalıştırmaya üşeniriz, ama eşimizin olsa o gömlek mutlaka ütüleriz.

Hak vermemek elde değil, yorgunuz.. Misal, bir kadın bir annenin önünde o kadar çok öncelik listesi var ki, evin düzeni, işleri, çocukların herşeyi, eşi dostu, akrabalar, komşular, arkadaşlar ile devam eden upuzun bir liste. İnsanın kendine zaman ayırması, nebileyim sevdiği bir kitabı bile okuması bu kadar önemli bir liste varken nasıl bir bencillik şımarıklık olur ayıp valla😉

Kadınlığın anneliğin şanında biraz  “Saçımı süpürge ettim”, “ben onun için kendimden vazgeçtimler” biraz gözyaşıyla beraber var gibi geliyor sanki bize. En onurlu kimlik olan anneliğin, kadınlığın hakkını vermiş gibi mi hissediyoruz bilmem bu gurursuz cümlelerle. 

Kendimce diyorum ki, fedakarlık güzel şey, kadınlığın mayasında da epey var malum... Ama hayatta uğruna fedakarlık yapacak kadar sevdiğimiz canlarımız çocuklarımız, eşimiz, ailemiz her kimimiz varsa, onlar için bizim beden ve ruh sağlığı yerinde bir şekilde yanlarında olmamız en değerlisi. Saçları süpürge olmuş, ruhu yorulmuş kendinden vazgeçmiş enerjisi düşmüş bir hayalet olursak ne kendimiz mutlu oluruz ne de sevdiklerimizi mutlu edebiliriz.

Lütfen canımızın, nefsimizin kıymetini bilelim. Kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz için dengemizi bulalım, sevgi emek ise, kendimizi de severek emek verelim.. Yine fedakar olmaktan vazgeçmeyelim ama kendimizi feda ederek değil, besleyerek, mutlu ederek, gelişerek yapalım ki Tanrı’nın bize verdiği o canım akıl da geri planda kalmamış olsun..  evlatlarımızın arkasında güçlü durabilelim... Sağlıcakla..

Etiketler: ,